FMS’nin UYGULAMAYA BAŞLADIĞI YEŞİL TEMİZLİK VE YÖNTEMLERİ

Yeşil temizlik doğayı ve insanı korumak amacıyla tasarlanmış, çevre dostu içeriği olan ürünlere veya bu ürünlerle gerçekleştirilen temizliğe denir.

Yeşil temizlik, ürünler için olabildiği gibi yöntemleri ifade etmek için de kullanılabilir. Örneğin fosfat, klorin, yapay koku, yapay renklendirici içermeyen ürünler yeşil temizlik ürünleri; bu malzemelerin kullanılmasıyla yapılan temizliğe ise yeşil temizlik yöntemi adı verilmektedir.

Yeşil temizlik ürünleri; limon, sirke, soda gibi bitkisel ve doğal maddeler olabildiği gibi, insana ve çevreye zarar vermeyen endüstriyel ürünler de olabilir.

Yeşil temizlik yöntemleri ve yeşil temizlik ürünlerinde, solunum ve deri hastalıklarına yol açan, uçucu organik bileşiklerden oluşan zehirli kimyasallar veya kimyasal tepkime özelliği taşıyan maddeler kullanılmaz.

Yeşil temizlik yöntemleri

                 -Camları %100 saf su ile temizlemek. Esasen  içtiğimiz su saf bir su yani h2o değildir, saf su insan sağlığına zararlıdır. Suya asıl tadını veren içindeki diğer maddelerdir. Saf su ile temizlik yaparak hem kimyasal kullanılmamış olacak hem de içerisinde başka maddeler olmadığından dolayı kalıntı olmadan temizlik yapılacaktır.

- Buharlı temizlik zararlı kimyasalları kullanmadan temizlik yapmanın en etkili yollarından biridir. Buharlı temizlikte kuru buhar tercih edilmediği takdirde temizliği yapılan ahşap malzemeler zarar görebilir.

-Mikrofiber bezler; özel dokunmuş iplik yapıları sayesinde, sadece su kullanılarak, herhangi bir kimyasala gerek kalmadan temizlik yapma olanağı sunmaktadır. Gözeneklerinde çok daha fazla kiri barındırma özelliğiyle yeşil temizlik ürünlerinden birisidir.

-Sirke ve karbonat ev temizliğinde etkili sonuçlarla pek çok yüzeyi temizlemek için kullanılabilir. Sabun cevizi ve ondan üretilen sıvı madde de etkili birer temizlik aracıdır. Ayrıca sabun cevizi çamaşırlarınızı yıkamak için kullanılabilir.

-            Nanoteknoloji ile üretilen çamaşır topları da kimyasal kullanmadan yeşil temizlik yapmanın yollarından biridir.

yeşil temizlik doğaya ağaç dikmek doğayı temizlemek çevreyi temiz tutmaktır.temiz ve doğayı seven biri etrafı ve doğayı temiz tutmalıdır. Ayrıca ağaçlar dikerek doğayı yeşillendirebilirsiniz...

NACE Kodu nedir, Kim verir, Nasıl sorgulanır ve öğrenilir, Tehlike sınıfı nasıl belirlenir ?

NACE Kodu Nedir ?

 Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE); Avrupa‘da ekonomik faaliyetlerle ilgili istatistiklerin üretilmesi ve yayılması amacına yönelik bir başvuru kaynağıdır. NACE kodlamasında faaliyet konularına göre işyerlerine/işletmelere altı haneli bir kod verilmektedir. Ülkemizde birçok alanda yürütülen Avrupa Birliğine uyum çalışmaları kapsamında, NACE kodu uygulaması da kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı bir süredir NACE kodlarını kullanmaktadır.

 Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması (ISIC) ile ilişkisinden dolayı NACE, ekonomik faaliyetlere ilişkin istatistiki verileri dünya düzeyinde karşılaştırma açısından çok önemli bir araçtır.

 

NACE Kodunun metodolijisi nasıldır, kod nereden ya da ne şekilde öğrenilir ?

 Nace Kodunuz işyeri SGK sicil numaranızın 2. hanesinden (sonraki) başlayarak 3,4,5,6,7 ve 8. haneleridir. Yani 4 veya 6 haneli bir kodunuz olacaktır. Örneğin;

13.10-İplik için hazırlanan doğal ve sentetik pamuk elyafı imalatı (Tekstil elyafın hazırlanması ve bükülmesi)

13.10.12 -  Pamuk ipliği imalatı; gibi

Kodlarla ilgili arama yapılırken düşünce; aynen yukarıdaki şekilde olmalıdır.

Nace kodunuzu öğrenmenin diğer bir yöntemi ise;

Örneğin: İstanbul Ticaret Odasına Kayıtlıysanız; www.ito.org.tr / web ana sayfasından;

Sırasıyla; "Tescil İlan Kuruluş / Sicil kayıtlarını" Tıklayınız ve Sicil kayıtları altında yer alan arama kriterlerinden birisiyle firmanıza ait kayıtlara ulaşınız. Firma Detay'ı sayfasında NACE kodunuzu bulacaksınız.

Vergi Sisteminde ise; Nace kodları ile Maliye Bakanlığının belirlediği vergi kodları aynıdır. İnternet vergi dairesi sisteminden alınan Barkodlu Vergi Levhasında ana faaliyet kodları bölümünde yazılan kod, aynı zamanda nace kodudur.

Eğer ki NACE kodunuzu kendi imkanlarınızla bulamazsanız, muhasebecinize danışınız ya da müşteri temsilcilerimizden DESTEK ALINIZ!

NOT: Genellikle vergi sisteminde ve SGK nezrinde kayıtlı NACE kodları uyuşmayabilir ya da firmanız için belirlenmiş olan NACE kodunun iş kolunuzla alakası da olmayabilir. Böylesi bir durumla karşı karşıyasanız; derhal TOBB' a başvurarak olması gereken NACE kodu düzeltme talebinde bulunmalısınız. Aksi halde 6331 saylı iş sağlığı ve güvenliği kanunu ve ilgili yönetmelikleri kapsamında ciddi sorunlarla ve cezai müeyyidelerle muhatap kalabilirsiniz.

 NACE kodunuzun ne olması gerektiği ya da doğruluğunu mu teyit etmek istiyorsunuz ?

 Bu konuda doğal olarak TOBB' un hazırlamış olduğu " Mesleklerin Gruplandırılması Rehberi " yegane kılavuzunuzdur. Rehberi indirmek ya da görüntülemek için TIKLAYINIZ!

 NACE sözlüğü de diyebileceğimiz, meslek kodlarının alt iş kollarıyla birlikte tanımlanmış olduğu excel listesi için TIKLAYINIZ!

 

İşyeri Tehlike sınıfı nasıl öğrenilir ?

Nace kodunuzu öğrendiğimize göre sıra işyerinizin tehlike sınıfını öğrenmeye geldi!...

Tehlike sınıfı Bakanlığın yayınladığı tehlike sınıfları tebliğine göre belirlenmektedir. Buraya tıklayarak tebliği indirebilirsiniz ve liste içinde kodunuzu aratarak tehlike sınıfınızı öğrenebilirsiniz.

 

NACE Kodunu Kim Belirliyor ?

NACE Kodu, 19.1.2005 tarihli ve 25705 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış bulunan Odalarda/Ticaret Borsalarında Mesleklerin Gruplandırılması hakkındaki yönetmeliklerin 03.06.2012 tarihli ve 29312 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış değişik geçici 3üncü maddeleri uyarınca, bağlı oda ve borsa üyelerinin faaliyet kodlarının ve buna bağlı olarak meslek gruplarının belirlenmesi görevi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) verilmiştir.

 

Tehlike sınıfı kaça ayrılmaktadır ?

 İşyerleri tehlike sınıfına göre 3′e ayrılmaktadır.

Çok Tehlikeli

 İnşaat, maden, tersane vb. işlerin yapıldığı işyerleri

Tehlikeli 

 İmalat, kesme, boyama, servis vb. işlerin yapıldığı işyerleri

Az Tehlikeli 

 Büro hizmetleri, gıda, perakende alışveriş vb. işyerleri

 

Yukarıdaki gibi örnekler verebiliriz ancak, mutlaka tebliğe bakılarak karar verilmelidir.

 İş Güvenliği Uzmanlığı üç sınıfa ayrılmaktadır. İlk belge alındığında C sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak başlanır. C sınıfında 3 yıl çalıştığını belgeleyip, eğitim ve sınav ile B sınıfı belge almaya hak kazanılır. Daha sonrasında ise 4 yıl çalıştığını belgeleyip eğitim ve sınavda başarılı olan B sınıfı uzmanlar, A sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak iş hayatına devam ederler.

 

Hangi Uzman Hangi Tehlike sınıfındaki işyerinde görevlendirilir?

Çok Tehlikeli

 A Sınıfı – B Sınıfı

Tehlikeli

 A Sınıfı – B Sınıfı – C Sınıfı

Az Tehlikeli

 A Sınıfı – B Sınıfı – C Sınıfı uzmanlardan herhangi biri

 

Kaynak :  http://www.abuyum.com/nace-kodu-nedir-kim-verir-nasil-sorgulanir-ve-ogrenilir-tehlike-sinifi-nasil-belirlenir-/261/Page.aspx

Outsourcing ( DIŞ KAYNAK KULLANIMI )NEDİR ? FAYDALARI NELERDİR?

İş yönetiminde, belli iş alanlarında uzmanlaşmış firmalara iş aktarımı yapılarak, aktarımı yapan firmanın asıl işine odaklanmasını sağlayan bir yöntemdir.

Outsourcing´le firma içi işbölümü uzman kurumlara aktarılmakta ve bu şekilde iş yoğunluğu yaşayan firma etkin bir maliyet ve zaman tasarrufu sağlamaktadır. Firma ise tamamen kendi sektöründe uzmanlaştığı konular üzerine eğilebilmekte, iş verimliliğini üst seviyelere çıkarabilmektedir.

İş yoğunluğu yaşayan KOBİ´ ler içinde profesyonel outsourcing çözümleri mevcuttur. Herhangi bir KOBİ´nin kendi iş, üretim veya hizmet sektöründe daha iyiye ulaşıp, gelişip ilerlemesi her şeyden önce asıl faaliyet alanına odaklanmasına (iş konsantrasyonu) bağlıdır. Oysa günümüz iş dünyasında başarı sadece kendi faaliyet alanında değil, yönetim, pazarlama, teknolojik altyapı, lojistik vs. gibi çok sayıda alanda profesyonel bakış açısı ve uzmanlaşma gerektirmektedir.

Bu durum, en başta bir firmanın bu gibi alanların idaresi için geniş kadrolar ve iş bölümleri oluşturmasını zorunlu kılıyor. Bunun sonucu, iş yoğunluğu olmayan bir firma için elbette bir sorun çıkmazken, iş yoğunluğu yüksek firmalarda ise, iş süreçlerinin karmaşıklaşmasını ve dolayısıyla da firma yönetiminin ilgi ve odaklanmasının asıl faaliyet alanından uzaklaşıp, diğer alanlara yönelmesini ve bölünmesini kaçınılmaz yapıyor. 

Bu durumun ortaya çıkaracağı kayıp ise sırasıyla;

  • Asıl faaliyet alanında konsantrasyon (Odaklanma) kaybı ve bunun sonucu üretim verimliliği ve kalitesinin düşmesi.
  • Zaman ve kaynak israfı
  • Aşırı iş yüklenmesi nedeniyle firmanın hantallaşması

şeklinde özetlenebilir.

Outsourcing´in avantajları

Kurumsal anlamda outsourcing yönteminin avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Operasyonel verimlilik, yani firmaların ana faaliyet alanlarına yoğunlaşması.
  • İş maliyetlerinin düşürülmesi, zaman kaybının önlenmesi.
  • Dışarıdan işbölümünü üstlenmiş kurumlar, kendi uzmanlık alanındaki profesyonel bakış açıları nedeniyle, destek verdikleri firmanın iş yoğunluğu nedeniyle göremedikleri ya da ilgilenemedikleri alanlara zaman kaybetmeden müdahale edebilirler ve ileride çıkabilecek sorunları önleyerek iş etkinliğini maksimuma çıkarabilirler.
  • İnsan kaynakları, AR-GE, lojistik, bilişim altyapısı vb. gibi firmanın üstlendiği bir çok alanda etkin yönetim.
  • İş yoğunluğunun azalması ile oluşan personel memnuniyeti ve firma müşterileriyle daha yoğun ilgilenebilme, buna bağlı olarak müşteri memnuniyetinin de artması.
  • Hata sorumluluğunun paylaşılması sayesinde riskin azaltılması. Günümüzde bazı firmalar pahalı bile olsa dış kaynak kullanımı (Outosourcing) yapmaktadır. Bu sadece bir aksilik durumunda hesap soracak bir kurum bulabilmek için yapmaktadırlar.
E-FATURA

“e-Fatura Uygulamasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Bilindiği üzere; 05.03.2010 tarihinde yayımlanan 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ileelektronik fatura (e-fatura)uygulaması vergi mevzuatımıza dahil edilmiş bulunmaktadır. Öncelikli olarak söz konusu genel tebliğde belirtilen koşulları sağlayan mükelleflerin kendi istekleri ile seçebileceği bir uygulama olarak başlayan e-fatura uygulaması, ekonomik hayattaki gelişmeler ve vergi gelirleri yönünden kritik öneme sahip bazı sektörlerde faaliyet gösteren mükellefler ile bu mükelleflerden mal ve hizmet alışverişinde bulunan ve brüt satış hasılatı yönünden belli ölçüleri aşan mükellefler için 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-fatura uygulaması belirtilen mükellef grupları için zorunlu hale getirilmiştir. 433 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile e-fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerin birbirlerinden aldıkları mallar ve sağladıkları hizmetler için elektronik fatura gönderme ve alma zorunluluğu 01.04.2014 tarihi olarak belirlenmiştir. Uygulamanın mükelleflerimiz açısından sorunsuz ve sağlıklı yürütülebilmesi bakımından,http://www.efatura.gov.tr/anasayfa.html web adresinde de yayımlanan ilgili genel tebliğlerde ve teknik kılavuzlarda detaylı açıklamalar yapılmış bulunmakla birlikte, aşağıda maddeler halinde belirlenen hususlarda hatırlatmalarda bulunulmasına gerek duyulmuştur.

  1. 421 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ uyarınca; elektronik fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin birbirlerine sattıkları mallar ve ifa ettikleri hizmetler için düzenledikleri faturaları 01/04/2014 tarihinden itibaren elektronik fatura olarak göndermeleri ve almaları zorunludur. Bu nedenle, e-fatura uygulamasına kayıtlı kullanıcıların 01.04.2014 tarihinden itibaren birbirlerine kağıt ortamda fatura düzenleme imkanları bulunmamaktadır. E-fatura düzenleme zorunluluğu olan mükelleflerce e-fatura yerine kağıt ortamda fatura düzenlenmiş olması vergi mevzuatı açısından faturanın hiç düzenlenmemiş olduğu sonucuna yol açacağından, sisteme kayıtlı kullanıcıların e-fatura düzenleme ve alma hususuna özenle uymaları gerekmektedir. Elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan mükellefler kayıtlı olmayan mükelleflere yaptıkları mal teslimi ve hizmet ifası için genel hükümler çerçevesinde kağıt fatura düzenlemeye devam edeceklerdir. Bir kullanıcının (gönderici veya alıcının) e-fatura uygulamasına kayıtlı olup olmadığının sistemde yayımlanan listelerden kontrol edilebileceği, sistemde kayıtlı olmayanların e-fatura düzenleyemeyeceği ve alamayacağı tabiidir.
  2. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerine göre mükellefler, gerek düzenledikleri, gerekse adlarına düzenlenen faturaları, yasal süreler dahilinde muhafaza ve istendiğinde ibraz etmekle yükümlüdürler. e-Faturanın veri bütünlüğünün sağlanması ile kaynağının inkar edilemezliği Mali Mühürle garanti altına alınmaktadır. Mührün doğruluk ve geçerlilik kontrolünün ancak elektronik ortamda yapılabilmesi nedeniyle e-Faturanın kağıda basılarak saklanması söz konusu değildir. Bu nedenle mükellefler, düzenledikleri ve aldıkları e-Faturaları, üzerindeki Mali Mührü de içerecek şekilde kanuni süreler dahilinde kendi bünyelerindeki elektronik, manyetik veya optik ortamlarda muhafaza ve istendiğinde elektronik, manyetik veya optik araçlar vasıtasıyla ibraz edeceklerdir.
  3. Elektronik fatura uygulamasında düzenlenen ve alınan faturalara ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı tarafındansaklama hizmeti verilmemektedir.Portal üzerinden düzenlenen ve alınan faturalar, mükellefler tarafından arşivlenerek kendi bilgi işlem sistemlerinde veya Başkanlığımızdan saklama hizmeti konusunda yetki almış kuruluşların bünyesinde saklanmalıdır. Portalda bulunan arşivleme bölümü sadece gelen ve gönderilen faturaların pasife çekilerek posta kutusunda ve gönderilenler kutusunda yer alan fatura trafiğinin rahatlatılmasına yönelik olarak hazırlanmış bir ekran olup bu ekrandaki faturaların kullanıcı tarafından kendi bilgisayarlarına indirilerek, bünyelerinde veya saklamacı kuruluşlar nezdinde muhafaza edilmesi gerekmektedir.